Hindistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hindistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Nisan 2011 Cuma

Hürriyet çoğu zaman yumruk olan eli açmak kadar kolaydır.


Çoğumuz isteklerimizi yerine getirirken neler feda ettiğimizin farkına varmayız. Arzu ve isteklerimizin esaretinde koca bir hayat geçiririz. Aidiyet ve mülkiyet derdiyle hep daha fazlasına sahip olma hırsı yaşarız. Ancak bazı durumlarda -ki onlar genelde isteklerimizin olmadığı, gerçekleşmediği anlardır- isteklerimizi ve kendimizi sorgular buluruz. Aslında bu elde edememeyi bir rahmet olarak değerlendirmeliyiz. İplerin kimin elinde olduğunu göstermek için benliğimize bir tokat aşgeder[1] bu hal. Kendimizi toparlamamızı sağlar. Şayet bu hali yaşamasaydık kendimizde neler olup bittiğini anlayamazdık. Bazı durumlarda arzulananı elde edememe hali arzularımızın niteliğini sorgulattırır.

Bu bizim kendimizi sorgulamamızın temelini oluşturmaktadır. İşte bu açıdan bir rahmet olarak değerlendirilmeli. Bazen de arzularımızın tatmini benliğimizi beslediği için onu terk etmekten vazgeçemeyiz. Bu durumda neyi ne için feda ettiğimizi düşünmemiz gerek. Ancak bu düşünme özgür irade ile yapılabilir. Maalesef çoğumuzda bu özgür iradenin getirdiği düşünce hâkim değildir. Benliğimizin mahkûmiyetinden kurtulamadığımız için özümüzü görerek özgürlüğün o hür iradesini kavrayamayız. Konuyla ilişkili olarak aşağıda, Asya'da özgür doğada maymunların nasıl yakalandığının bir örneğini sunuyorum.

"AVUCUNUZU AÇMAYI DENEDİNİZ Mİ? Doç.Dr. Erol ERÇAĞ Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür. Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla hür olmaktır! Bu örnekle benzeştirirsek; ben, sahip olduğumuzu düşündüğümüz her şeyin bizim için birer tuzak olduğunu fark etmediğimizi düşünüyorum: Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son model cep telefonlarına sahip olmak,

—Ortalama 15 m2´sini kullandığımız ama kullandığımız alandan 10-20 kat büyük evlere sahip olmak,

—Belki bir kez giydikten sonra çok uzun sure dolabımızın bir köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak,

—Okumadığımız kitaplara sahip olmak,

—Asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip olmak,

—Bize günde 3-5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol saatlerine sahip olmak,

—Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten çok uzak; tabiri caizse yorgunluktan haşatımızı çıkaracak deniz kenarına yakın bir yazlık, bir dinlence evine sahip olmak,

—Vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir futbol takımı taraftarlığına sahip olmak,

—Oturmadığımız koltuk takımları, izlemediğimiz dev ekran televizyonlar; kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha nelere sahip olmak... Ya da sahip olduğumuzu sanmak... O maymun gibi; avucumuzda tuttuğumuz sürece (faydalanamasak bile) sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz? Ve ancak parmaklarımızı gevşetip bunlardan vazgeçtiğimiz zaman gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale gelmeyecek miyiz? Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah bunu bir anlayabilsek”

Hayvan diyerek geçmeyelim onlarla ne kadar benzer durumlar yaşıyoruz değil mi?


[1] Hızlı vurma